Öğrenme güçlüğü; çocuklarda zeka
kapasiteleri normal olmasına rağmen akademik anlamda zorluklar yaşamasına sebep
olan bir durumdur. Belirgin bir zeka
problemi olmayan bu çocuklar, okul yaşantısında bazı zorluklar çekerler. Bu
zorluklar, okulda her öğrencinin başarılı bir şekilde yapması gereken okuma,
yazma, kendini sözel olarak ifade etme ve matematik işlemleri gibi becerilerde
yaşanır. Bazen bazı çocuklar bunların
hepsinde zorlanırken bazıları bir veya iki tanesini yapmakta zorluk çekebilir. Yaşanan
bu zorluklar, çocukların okul başarısını da etkilemeye başlar.
Durum tespit edilmediği sürece çocuk
başarısızlıklarından dolayı kendini yetersiz hissetmeye başlar. Hatta çoğu
zaman ailede de bu yetersizlik hissi görülür. Ailelerin okul tarafından,ders
başarısızlığı sebebiyle sorumlu tutulduğu durumlar da olur. Bu çocukların bir
bölümünün; duygusal, işitsel,görsel ve sosyal yönlerden sorunu olmayan çocuklar
olduğunun bilinmesi önemlidir. Bu konuda farkındalığı olmayan bir eğitim
sisteminin ortasına düşen çocuk, kendini yaşıtlarından farklı hissetmeye
başlar. Bu durumda çevresi ile ilişkileri bozulabilir.
Kendini yaşıtlarından farklı hisseden
ve farklı olduğu hissettirilen çocuğun çevresiyle iletişimi bozulduğunda, bu
sefer öz güven problemleri de yaşamaya başlar. Bu problemlerin sebebini tam
olarak idrak edemeyen çocuklar depresyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal
sorunlar yaşayabilir.
Özgüvenin sarsılmaması ve benlik
saygısının korunması bu tip durumlarda oldukça önem taşır. Yapılan
araştırmalara göre, zeka açısından yaşıtlarından farkı olmayan fakat belli
konularda öğrenme güçlüğü yaşayan bu çocukların okul başarısızlığı nedeniyle
sıklıkla depresyon belirtisi gösterdikleri ve bu durumu kontrol altına
alınmadıkları gözlemlenmiştir.
Okuma güçlüğü yaşayan çocuklarda da
kaygı ve stres belirtileri fazlaca görülür. Burada hassas nokta çocuğun
başarısı hissinden yoksun kalarak özgüven kaybı yaşamasıdır.
Çocukların strese verdiği tepkiler
çocuktan çocuğa değişebilir. Örneğin depresyonun en önemli duygularından biri
de öfkedir. Öfkeli bir çocuğun iç dünyasına girmek ve başa çıkmasına yardımcı
olmak gerekir. Çocuğun sosyal destek alıyor olması yani ailesinin sevecen bir
şekilde yanında olması oldukça önemlidir. Çocuğun anlaşılmaya anlamaya ihtiyacı
vardır. Özel öğrenme güçlüğü yaşayan bir çocuğun özgüven açısından
desteklenmesi, ufak sorumluluklar verilerek başarı duygusunu yaşamasının
sağlanması ve özellikle okul öncesinde eğitim alması okula hazırlık açısından
önem taşır. Bazı problemlerin önceden tespit edilmesine de vesile olur.
Çocuk eğitiminde fiziksel ceza ve
olumsuz tepkilere sıkça rastlanır. Bu durum sadece özel öğrenme güçlüğü olan
çocukları değil her çocuğu olumsuz etkiler. Şiddet gören çocuklarda benlik
saygısı zedelenir; kaygı ve depresyon riski de artar. Aile iletişiminde gerginlik, istikrarsızlık
ve tedirginlik çocukların akademik başarılarını da oldukça etkiler.
Bu tip durumlar çocuğun hayattan doyum
alamamasına ve değersiz hissetmesine sebep olur. Anne babaların mutlaka
destekleyici, koruyucu ve anlayışlı olmaları gerekir. Bu kuralsızlık ve
disiplinsiz bir tutum anlamına gelmez. Çocukların ruh sağlığını her durumda
korumamız gerekir.
Uzm. Psikolog Özge Devezer Uslu
Kaynak;
Deniz, M. E., Yorgancı, Z., & Özyeşil, Z. (2009). Öğrenme güçlüğü
görülen çocukların sürekli kaygı ve depresyon düzeylerinin incelenmesi
üzerine bir araştırma. İlköğretim Online, 8(3).
|
|
ISO 690
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder