Akran zorbalığı; daha baskın bir kişinin egemenlik
kurma ve göz korkutma amacı ile kendi gücünü kötüye kullanarak başkalarını
sürekli olarak incitmesi, fiziksel ve duygusal şiddet uygulaması ve rahatsız
etmesiyle sonuçlanan bir saldırganlık türüdür. Çocukların ve ergenlerin en çok
birbirleriyle sosyalleştikleri yer olması açısından en çok okullarda görülür;
sosyal süreçleri ve etkileşimleri içerdiği için okuldan okula zorbalık biçimi
açısından farklılık gösterir.
Zorbalık sadece baskın kişinin daha zayıf bir kişiyi
fiziksel ve duygusal olarak incitmesinden ibaret değildir. Bu duruma seyirci
kalan diğer çocuklar ve öğretmenler de aslında zorbalığın bir parçasıdır. Kötü
muamele gören çocuklar zorbalık devam ettikçe çevrelerinden uzaklaşıp, kendi
içlerine dönmeye başlarlar. Zorbalar da korkutma ve zarar verme davranışını
sürdürdükçe kendilerini daha da güçlü hissederler ve davranışlarını sürdürmeye
devam ederler. Bu durumda, zorba davranışları olan çocuklar akranlarıyla olumlu
sosyal ilişkiler geliştirme çabasında bulunmazlar ve olumsuz davranışları
güçlülük hissi ile pekişerek devam eder. Böylece zorbalık davranışında hem
zorbalar hem de zorbalığa maruz kalanlar zarar görmüş olur.
Göz önünde bulundurulması gereken önemli bir konu da
zorbalık ve patolojik saldırganlığın birbirinden ayrılması gerektiğidir.
Zorbalığı saldırganlıktan ayırabilmek için; ortada bir güç dengesizliğinin
olması, zorbalığın belli bir amaç için ve sürekli halde gerçekleşiyor olması
gibi özelliklere dikkat etmek gereklidir.
Zorbalıkta çoğu zaman bariz bir güç dengesizliği
vardır. Fiziksel olarak daha güçlü durumda olan birey, kendisinden daha az güce
sahip çocuklara sataşabilir. Bunu ilgi görmek, liderliği hissetmek ve
etrafından daha güçlü olduğunu ispat etmek için yapar. Bu davranışı özellikle
sistematik bir biçimde sürdürürler. Bu durum bazen haftalarca ve aylarca
sürebilir.
Ayrıca zorbalıkta büyük bir grubun küçük bir gruba
saldırması, birkaç çocuğun tek bir çocukla uğraşması gibi güç dengesizlikleri
vardır. Bu özelliklere sahip zorbalar, belirli özelliklere göre seçtikleri
çocukları fiziksel, sözel ve duygusal açıdan yıpratabilirler. Seçtikleri çocuklar genellikle daha içe
dönük, sosyal açıdan izole ve saldırganlık eğilimi olmayan çocuklardır. Uyum
gösterme ve iş birliği yapma eğiliminde olurlar.
Genellikle yalnız oldukları için zorbaların dediğini
yaparak bir gruba dahil olma ve benimsenme ihtiyaçlarını karşılamaya
çalışırlar. Fakat bu durum zorbalığa göz yuman bu çocukların akademik
başarılarına da yansımaya başlar. Okulda odaklandıkları şey derslerden önce
zorbalıkla nasıl başa çıkacaklarıdır.
Zorbalık sadece fiziksel şiddetten ibaret değildir.
Gruptan dışlanmak, yalnız bırakılmak, arkadaş desteğinden mahrum kalmak da
zorbalık tanımı içerisindedir.
Okul ortamında zorbalık var ise, öğretmenler bunu
tespit ederek önlem almalıdır. Zorbalığı yapan çocuğa, gerçekleştirdiği
davranışın onay görmeyeceği düzenli olarak anlatılmalıdır. Bu konuda yazılmış
kitaplar veya filmler çocuklara önerilebilir. Ayrıca drama çalışmaları da
yapılabilir.
Sosyal olarak izole olan çocuk çeşitli etkinliklerle
diğer arkadaşlarıyla kaynaştırılabilir. Bir arkadaşlık ağı oluşturularak yalnız
çocukların sosyalleşmesine vesile olunur.
Çocukların birbirinden bireysel olarak farklı olduğu
hatırlatılmalıdır. Farklılıkları kabul etmek ve benimsemek gereklidir, erken
yaşta bunu benimseyen çocukların ileriki yaşlarında hoşgörü sahibi olması daha
muhtemeldir.
Uzm. Psikolog.
Özge Devezer Uslu
Kaynaklar
Pekel-Uludağlı, N., &
Uçanok, Z. (2005). Akran Zorbalığı Gruplarından Yalnızlık ve Akademik Başarı
ile Sosyometrik Statüye Göre Zorba/Kurban Davranış Türleri. Türk
Psikoloji Dergisi, 20(56), 77-92.
Çankaya, İ. (2011).
İlköğretimde akran zorbalığı. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 24(1).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder