Sınav kaygısının her öğrencide aynı olmayışının belli başlı
sebepleri vardır. Örneğin;
sınav kaygısı düşük olan öğrencilerin aldığı sosyal destek yüksek olanlara göre daha tatminkardır. Sosyal destek
kaynakları aile, arkadaşlar ve öğretmenlerdir.
Aile üyelerinin
destekleyici, motive edici tavırları; çocuk
ve gençlerin
sevgi dolu ve sıcak bir ortamda büyümeleri ile kaygı seviyelerinin düşüklüğü arasında
yüksek bir paralellik
vardır.
Hatta, 14-16 yaş arasındaki
ergenlerle yapılan bir araştırmaya göre,
bozuk aile yapısına depresyon belirtileri eşlik ediyor. Genç yetişkinler ve ergenlerin ailelerinden
aldıkları sosyal desteğin yeterli olduğu durumlarda, kaygı ve depresyon
belirtileri de azalır.
Aileden beklenen desteği
öğrenciler okuldaki öğretmenlerinden de beklerler. Okulda suçlayıcı, cezalandırıcı ve kişiliğe hakaret
edici bir davranış tutumu ile karşılaşan öğrenciler, arkadaş ve aile desteğinden de
yoksun olduklarında okuldan uzaklaşmaya ve soğumaya başlayabilirler.
Sınav kaygısını
belirleyen en önemli
unsurlardan biri de yetkinlik hissidir. Başarı duygusu ve yetkinlik inancı
birbirini besleyen kavramlar gibi görünse de, yetkinlik inancı evde ve sosyal çevrede desteklenen; uyumlu ve sağlıklı bir
aile ortamında olumlu bir şekilde gelişir. Bu noktada tekrar anne baba tutumlarına
dönmemiz gerekir. Çocukların, sağlıklı ve mutlu birer
yetişkin olabilmeleri için
uyumlu ve özerklik
sağlayan bir ortamda yetişebilmeleri önemlidir.
Olumsuz anne baba
tutumlarının sınav kaygısının yanı sıra,
atılganlık, benlik özsaygısı
gibi kişisel özellikleri
de kötü etkilediğine dair pek çok araştırma vardır. Aile bu durumlarda,
her zaman önceliği
çocuklarına verdiğini,
ona her türlü imkanı sağladığını, bu imkanlara rağmen
yeterince çalışmadığını
şikayet eder. Ancak bu, çocukların
kendisini ifade etmesine izin vermeyen ve suçlayıcı yaklaşan ebeveynlerin kendilerini
korumak için
oluşturduğu bir kalkan cümlesidir.
Ufak tefek çabaları
da değerlendirip görebilmek
önemlidir. 4 övgü 1 eleştiri kuralına sadık kalınmalıdır.
Dengeli bir ilişki kurulamayan çocuk
başarısız olabileceği gibi, başarılı olduğu halde mükemmeliyetçi olan ve sürekli performans kaygısı olan biri haline
gelebilir.
Mükemmeliyetçilik düşüncesi,
depresyonla bir arada da görülebilir. Bu durum düşük
benlik saygısına ve kaygı seviyesinin artmasına sebep olur.
Akademik başarı ve başarısızlık, öğrencilerin duygusal özellikleri ile ilişkilidir. Ayrıca,
akademik başarı; öz saygı,
yalnızlık ve utangaçlıkla
da yakından ilintilidir.
Öğrencilerin yaşadığı sınav kaygısına
destek olabilmek amacıyla, anne babalar, öğretmenler ve psikologlar ortak bir çalışma ve iş birliği içinde olmalıdır.
Uzm. Psikolog. Özge Devezer Uslu
Kaynaklar:
Can, G. (1992). "Akademik Başarısızlık
ve Önlenmesi" Anadolu
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, No:3, Eskişehir.
Çapulcuoğlu, U., & Gündüz, B. (2012). Öğrenci
tükenmişliğini yordamada stresle başaçıkma, sınav kaygısı, akademik yetkinlik
ve anne-baba tutumları değişkenlerinin incelenmesi. Yayımlanmış Yüksek Lisans
Tezi, Mersin: Mersin Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Weiner,B; A. Kukla(1970) "An Attributional
Analysis of Achievement Motivation" Journal of Personality and Social
Psychoology. 15, 1-20.
YILDIRIM, İ. (2000). Akademik başarını yordayıcısı
olarak yalnızlık sınav kaygısı ve sosyal destek. Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 18(18).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder